1 Haziran 2008 Pazar

DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN!

Peynir ekmek yemeyin! Efendim, müşteri memnuniyeti, ondan da önemlisi benim kendi memnuniyetim için blogumu başka bir adrese taşımayı uygun gördüm. Tüm içeriği aynen sabit kalmak suretiyle, ve isminde bir değişiklik yapılmayarak, yine eglendirmedairesi şeklinde başlıyoruz, sonuna wordpress.com koyuyoruz efendim.

Bakın TRT 4 usulü tekrar edeyim, eglendirmedairesi.wordpress.com.

Nasıl? Mükemmel değil mi, haydi hep birlikte EGLENDİRME DAİRESİ!


dipnot: bir süre eliniz alışana kadar burayı açık tutacağımdır, tez alıştırın gayrı.

Bir yangının külünü yeniden yakıp geçtin!


Bu sözler kimin için? Bu sözler senin için, bu sözler senin için Rambo! Bilenler bilir, Rambo 1982'de ilk filmi vizyona girdiğinde Rambo olarak bilinmiyordu, ilk filmin adı, First Blood nam-ı diğer İlk Kan idi. Sonra yapımcılar bir tırnak açtı ve 2. filmi Rambo: First Blood II olarak adlandırdı. Ki ilk kan 2 nasıl bir yaman çelişkidir bilemedim, ilk kan mı ikinci mi, bizi mi yiyonuz len? Sonra 88'de 3. film olan Rambo III geldi. Efsanenin görünürdeki son filmiydi, Stalone abimizi ateş saçan gözleri, her daim parlak ve çarpıcı kasları, uzun lülemsi saçları ve sayko kamasıyla son kez görüyorduk. Ve birden (neresi birdense artık 20 sene geçmiş aradan) Rambo IV 2008 yılında yeniden esmeye başladı. Saçlar yine omuza inecek şekilde kıvama gelmiş, kamalar çekilmiş, cephane yüklenilmişti. Pür bir aksiyon paketi karşımızdaydı, fekat ve lakin ben sözlerimi burada başka bir noktaya kaydırmak istiyorum. Yazıma esin kaynağı olan inanılmaz bir dökümana rastladım, bir araştırma tablosu. Tablonun adı "Rambo Death Chart", John Mueller tarafından hazırlanmış araştırma gözüpek savaşçımızın istatistiki verilerini ortaya koyan, pek leziz, pek komik bir tablo çıkarmış. Kötü adamlar tarafından öldürülen iyi adamlar, dakika başına düşen ortalama adam öldürme sayısı, Rambo'nun üstü cıbılken öldürdüğü insan sayısı gibi. Bu inanılmaz istatistiki verileri sizlerle paylaşırken, yaşlanıp emekli olmak yerine, gidip o kahrolası heriflerin kıçını tekmeleyip, hadlerini bildiren John Rambo'ya selam ederim.
Tablo için tık!

31 Mayıs 2008 Cumartesi

Kullanma kılavuzu





Gördüğüm en efsane, absürd kullanma klavuzunu sizlerle paylaşıyorum, ahahaha ben buna gülüyorum ya...

29 Mayıs 2008 Perşembe

Orman gibi olduk maşallah


Başlıyorum... Annemi nasıl öldüreyim diye facebook'ta anket düzenleyen çocuk, Komünistler Çin'e gitsin kafasını değiştirsin diyen ekonomi bakanı, telekulak, böcek adı verilen dinleme aletlerinin satışı legal, kullanmayı yasadışı yapan yasalar, yarışmacıya "Benim tipim şerefsize mi benziyor?" diyen program sunucusu&futbol yorumcusu, alanen kanser olma riski taşıyan Marmara sularının plajlarını halkımıza sunmayı başarı bilen yerel yönetimler, kendisi hakkında kaçıncı davası olduğunu hatırlayamayacağımız, her nedense hiçbirinden suçlanamayan tatlısesli arabesk şarkıcısı, 21 gündür izinsiz, kuralsız, şuursuzca başkentilelere Kızılırmak suyunu içirip, göğsünü gere gere ortaya çıkan belediye başkanı, "Avrupanın en iyisi" ödülünü alan alışveriş merkezine kaçak kat çıkanlar...
Daha lazım mı?
Siz biraz daha bakın etrafa bunlar ve türevlerinden çok var, valla bak. Şaşı bak şaşır oynasan bu kadar şaşıramazsın, bravo lan hepinize.

25 Mayıs 2008 Pazar

Bana el kol hareketi yap



Yazılacak çok birşey olmadığından mütevellit sizi resimle baş başa bırakıyorum. Hep kuş, köpek yapıyorsunuz biliyorum, yeni heyecanlar denemenin vakti sizce de gelmedi mi?! aman ne heyecan.

23 Mayıs 2008 Cuma

Acayip acayip işler


Bu aralar sıkça, hoş&acayip haberlere denk geliyorum sağda solda(sağ gazete, solda internet falan olsun bari). Misal Türkiye'nin senelerdir tartış tartış bitmeyen, hiç bir siyasi büyüğümüz(?)ün çözemediği fiş toplama, vergi kaçırma olayıyla ilgili çok nefis bir çözüm okudum, durun anlatacam. Malumunuz bizim ülkede bizzat benim de dahil olduğum insanlarımız fiş almaz pek, öyle anca büyük mağazadan alacaksın bir şeyler onlar zaten kendiliğinden verecekte öyle. Çin ise ne yapmış, yıllar önce Metin Akpınar & Zeki Alasya'lı önce fiş sonra alışveriş fikrini uygulanabilir kılmış; fişleri kazı kazan haline getirmiş. Çok basit ve zekice bir uygulama, ucunda para çıkma ihtimali olan bir fişi herkes çatır çatır alır vallahi, billahi. Al sana süper vergi denetimi yöntemi, al sana akılcı çözüm. Sonra şey var efendim, eski Fenerbahçe'li oyuncu Can Bartu bir FB-GS derbisinde 28 sayı atmış. Evet bildiğiniz basketbolda gitmiş 28 sayı atmış, sonra koştur koştur akşam ki FB-GS futbol derbisine yetişmiş ve bir de orda gol atmış, ahahhaa yok artık diyorum, hazza gel, efora gel, olur mu lan öyle şey... Elbet Burger King'e gitmişsinizdir bir ara, belki mütemadiyen, gitmişken "sarımsaklı mayonez de alabilir miyim lütfeğğn" demişsinizdir, heh işte her yediğinizde damağınızda kalan, kızartmalı yiyeceklere damgasını vuran sarımsaklı mayonezi sadece Burger'da yeme üzüntüsü bitiyor, bu coşku Tat'ın çıkardığı sarımsaklı mayonez ile evlerimize kadar geliyor, çoktandır gelmiş, ben anca bulabildim geçenlerde evet, deneyin. Şey güzel oldu yemekten açılmışken konu(konuyu açan benim topu size niye atıyorsam), Uludağ limonata çıkarmış hazır, 1 litrelik şişede, hazır bir limonata için oldukça başarılı, deneyin yaz günü, serin serin. Son olarak Masstival kadrosunu açıklamış bir miktar, bir miktar diyorum zira yeni isimler ekleyeceklerini iddia ediyorlar, bana biraz vasat geldi, Efes One Love'da, Masstival'de kadroları itibariyle yazı ateşliyecek bir line-up yakalayamadı ne yazık ki, Whitesnake ve Def Leppard'a kesinlikle saygıda kusur etmemekle birlikte, aradığım yaz coşkusunu bulamıyorum, edemeyrum. Bay bay!

21 Mayıs 2008 Çarşamba

Söyleyecek söz var


Tam 12 gün kadar olmuş yeni bir şeyler yazmayalı, ilk birkaç günü tamamiyle benim kontrolüm altındaydı esasında, sözünü saklayan, gerektiği yerde konuşan ağır abi darbesini vurmayı planlıyordum. Tabi benim planlı karizma kazanma hareketim dakkasına fasa fiso oldu. Şehir dışına çıkmalar ve başka sebeplerden iki lafı bir araya getirip Arial edemedim, Times New Roman edemedim. Efendim bilenler bilir, hepimizin sevgilisi, gönlümün sultanı web tarayıcısı Firefox 3 çıktı dolanıyor uzun zamandır, şu anda da beta 5 ile bizlerle birlikte, yakın zamanda test sürümü olmaktan çıkacak gibi gözüküyor. Bunları neden anlatıyorum, zira son olarak yapılan testlerde en hızlı tarayıcı olma ünvanını da ele geçirmiş. Hala Internet explorer kullanan ya da FF kullanıp yeni sürümden haberi olmayanlar, oldurun. Evet burdan yeni starımı açıklıyorum, gönlümün Oscar'ı dalında tüm adayları sollayan isim, Uğur Gürsoy. Şu aralar çizdiği şeylere o kadar gülüyorum ve çevremdekilerde de 'yarılma' tepkileri alıyorum ki, artık kendimi tutamadım çaktım Oscar'ı, çaktım Altın Ayı'yı alakalı, alakasız. Fırat gibi efsane bir karakterle şüphesiz (gibi geliyor bana) herkesin çocukluğundan bir şeyler bulabildiği, mükemmel veleti yarattığı için, üstüne üstlük dergideki diğer köşesinde de inanılmaz işler ortaya koyduğu için avuçlarım acıyana kadar alkışlarımı sunuyorum abartılı bir ifade ile. Son olarak aklıma takılan ve çok hoşuma giden bir browser oyununun adresini vererek sözlerimi noktalamak istiyorum. Duyan vardır, oynayan vardır, yanından geçmemişi vardır, illa bir bilmeyene denk gelirde "uehauh süpermiş lan" der diye umarak tanıtacağım oyun Toon Crisis, gerçek görüntülerle animasyonun iç içe geçmesiyle fevkalbeşer bir shoot em up yapılmış, zorluk seviyesi de tatmin edici düzeyde, hatta sinir bozabilitesi var. Daha sonra browser oyunları üzerine geniş bir yazı yazmak sözünü vererek huzurlarınızdan ayrılıyorum.
Linki unuttum layn. !

Hakkımda

misal burada bir isim var bir de soyad, şurda yaşım ve nereli olduğum. bu cümle bitince nerde okuduğumu, bölümümü, kaçıncı sınıf olduğumu yazacağım. sonraki cümle de klasikleşmiş bir tavırla şunları şunları yaparım diye ekleyip, akabinde biraz değişiklik olsun diye görece ayrıksı bir kaç özelliğimi daha ekleyip çok uzatmadan kendimi anlatıcam ki kafanızda bir prototip, bir fikir oluşsun. eğer üniversite öğrencisi ve yabancı-klasik-rock-elektronik bir şeyler dinliyorsam, "ha, bizim kafadan" diyeceksiniz. şimdi bunların hepsini yapmışım gibi bu yazıyı okuyup, kaldığınız yerden devam edebilirsiniz. zahmet edip okuduğunuz ama bir şey öğrenemediğiniz için özür dilerim.
 

site analysis
EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu