5 Nisan 2008 Cumartesi

Rakamlara çok takılmayalım

2 milyon 405 bin kişi işsiz ve bir o kadar güçsüz Türkiye'de, her yıl intihar eden 800 binin üzerinde kişi resmi, 1 milyonun üzerinde resmileşmemiş kaynaklarda, her 5 kişiden birinde sinir hastalığı olduğu Dünya Sağlık Örgütü raporunda, 81 ilimizde toplam 2500'ün üzerinde HIV taşıyıcısı devlet kayıtlarında, bunun katbekat fazlası başka pek çok araştırmada, Vietnam savaşı sırasında ölen sayısı 58 binin üzerinde olduğu Amerikalıların raporunda, ülkemizde ki ekonomik büyümenin oranı %4.6 olarak ekonomi bakanının ağzında, reklamın bir saniyesinin en ucuzunun 500, en pahalısının 2000 YTL olduğu basında, yer almış.

Ama bunlarla canınızı sıkmayın daha neşeli rakamlara göz kırpalım, elleri geniş geniş çırpalım,

Irak Savaşının Amerika Birleşik Devletleri’ne maliyeti, ekonomi uzmanlarınca 3 trilyon dolar,
Türkiye'de pırlanta sahibi olanların oranı %18,
Çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan pazarlanan insanların sayısı 2 milyon,
Nesli tükenme seviyesine gelen hayvan türü 794,
Nesli tükenme tehlikesi olmasına karşın korunmayan ve yok olan tür sayısı 800,
İşgal altında olmasına rağmen kendisini kuşatan ABD'ye, Irak'ın borclu olduğu para(?) 100 milyar dolar,
3 çocuk bile yapamayıp, üstüne elindekiyle yetinmesini bilmeyen üstüne kredi çeken memur öğretmenlerin oranı %82,
Türkiye'nin IMF ile son kredi pazarlığı 3.6 milyar dolar,
Microsoft'un patent haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle aldığı ceza, 1.5 milyar dolarmış.

Eh! Şey, neşeli habercilik böyle yapılmıyor galiba, bocaladım ben biraz. Tamam son bir kez deniyorum;

Her bahar geldiğinde gazete eklerindeki rejim ve güzellik haberlerini dikkatle okuyan kadınların oranı %67.8, rejime başlamayı düşünüp sonunu getirebilenlerin oranı %5, bunları kafadan sallamadığıma inananların oranı ise %81'miş.

En güzeli "üç beyazdan" uzak duralım, spor yapalım, dinle siyaseti birbirine karıştırmayalım efendim.



Hiç yorum yok:

Hakkımda

misal burada bir isim var bir de soyad, şurda yaşım ve nereli olduğum. bu cümle bitince nerde okuduğumu, bölümümü, kaçıncı sınıf olduğumu yazacağım. sonraki cümle de klasikleşmiş bir tavırla şunları şunları yaparım diye ekleyip, akabinde biraz değişiklik olsun diye görece ayrıksı bir kaç özelliğimi daha ekleyip çok uzatmadan kendimi anlatıcam ki kafanızda bir prototip, bir fikir oluşsun. eğer üniversite öğrencisi ve yabancı-klasik-rock-elektronik bir şeyler dinliyorsam, "ha, bizim kafadan" diyeceksiniz. şimdi bunların hepsini yapmışım gibi bu yazıyı okuyup, kaldığınız yerden devam edebilirsiniz. zahmet edip okuduğunuz ama bir şey öğrenemediğiniz için özür dilerim.
 

site analysis
EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu